Hürriyet yazarı Ahmet Hakan, Yeni Şafak gazetesinin "Komisyon İmralı'ya gitmesin" manşetine yönelik eleştirel bir yazı kaleme aldı. Hakan, farklı görüşlerin ifade edilmesinin önemine vurgu yaparak, "Cesaret, daha fazla cesaret" ifadelerini kullandı. Yazısında, iktidara yakın bir gazetenin dahi farklı düşünebilmesinin demokratik bir tartışma ortamı için elzem olduğunu savundu.

Ahmet Hakan'dan Cesaret Vurgusu

Ahmet Hakan, yazısında, Yeni Şafak'ın manşetinin bir ankete dayandığını hatırlatarak, anket sonuçlarının her zaman gerçeği yansıtmayabileceğini belirtti. Hakan, "Aman ha aman! Komisyon’un birkaç üyesi Öcalan’la görüşmesin, aman ha aman! falan diye tutturarak ne sorunu çözebilirsiniz ne sorunun çözülmesine engel olmak için iç ve dış fitne odaklarının milyon tane saldırısını bertaraf edebilirsiniz ne de milim yol alabilirsiniz" ifadelerini kullandı. Hakan, çözüm odaklı bir yaklaşım için cesaretin önemine dikkat çekti.

Yeni Şafak'ın Manşeti ve Anket Sonuçları

Ahmet Hakan, yazısında Yeni Şafak'ın manşetine konu olan ankete de değindi. "Areda Survey" isimli şirketin yaptığı ankette halka, "Terörsüz Türkiye Komisyonu’nun İmralı Adası’na giderek Abdullah Öcalan’la görüşmesini nasıl değerlendiriyorsunuz?" sorusu yöneltilmiş ve katılımcıların %76.7'si "Desteklemem" cevabını vermişti. Hakan, bu oranın yüksek olmasına rağmen, halkın barış arzusunun daha güçlü olduğunu vurguladı. "Tamam, halkımızda kuvvetli bir Öcalan nefreti var ama halkımızda Öcalan nefretinden bile daha kuvvetli bir barış arzusu var" dedi.

Medyanın Farklı Sesleri

Ahmet Hakan, yazısının bir bölümünde medyanın tek sesli olmaması gerektiğine de dikkat çekti. Her medya kuruluşunun kendi editoryal çizgisi ve değerlendirme hakkı olduğunu savundu. Hakan, "İktidar destekçisi bir gazetenin, iktidarın bazı politikalarına itiraz etmesi o kadar da tuhaf bir şey değildir" ifadelerini kullandı. Bu durumun, sağlıklı bir kamuoyu oluşması için önemli olduğunu belirtti.

Sonuç olarak, Ahmet Hakan'ın Yeni Şafak'ın manşetine yönelik eleştirisi, farklı görüşlerin ifade edilmesinin ve çözüm odaklı bir yaklaşımın önemini vurguluyor. Hakan'ın "Cesaret, daha fazla cesaret" çağrısı, Türkiye'nin içinde bulunduğu zorlu süreçte daha yapıcı ve cesur adımlar atılması gerektiğine işaret ediyor. Medyanın farklı sesleri yansıtması, kamuoyunun doğru bilgilendirilmesi ve sağlıklı bir tartışma ortamının oluşması için kritik bir rol oynuyor.