
Bahçeli'den Anayasa Çağrısı: Rejim mi Değişiyor? İşte Ağırdır'ın Analizi!
MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli'nin "yeni anayasa" çağrısı, siyaset arenasında büyük yankı uyandırdı. Bu çağrı, sadece bir anayasa değişikliği mi, yoksa Türkiye'nin siyasal sisteminde köklü bir yeniden yapılanma hamlesi mi? KONDA Genel Müdürü Bekir Ağırdır, bu tartışmaya Oksijen gazetesindeki köşe yazısıyla dahil oldu ve önemli değerlendirmelerde bulundu.
Bahçeli'nin Anayasa Teklifi Ne Anlama Geliyor?
Bahçeli'nin dört başlık altında dile getirdiği teklif; anayasa, seçim sistemi, siyasi partiler yasası ve TBMM iç tüzüğü gibi konuları kapsıyor. Ağırdır'a göre bu teklif, mevcut Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi'nin tam anlamıyla kurumsallaşmasını hedefliyor. Bu hamle, sadece bir "metin değişikliği" olmanın ötesinde, yeni bir rejim inşasının altyapısını oluşturma çabası olarak değerlendiriliyor. Ağırdır, zamanlamanın da dikkat çekici olduğuna vurgu yaparak, PKK’nin silahlı mücadeleyi bırakabileceğine dair işaretlerin geldiği bir dönemde ortaya atılan bu teklifin, hem iç siyasette yeni bir denge arayışına hem de muhalefeti yeniden hizalama çabasına işaret ettiğini belirtiyor.
CHP Nasıl Bir Strateji İzlemeli?
Ağırdır'a göre, bu süreçte CHP'nin sadece karşı çıkarak pozisyon alması yetersiz kalacaktır. Türkiye genelinde en geniş yerel yönetim ağına ve son seçimlerde birinci parti olma unvanına sahip olan CHP, bu tartışmaya kapsayıcı bir anayasa vizyonuyla müdahil olmalı. Ağırdır, CHP’nin bu süreci "kurucu siyaset" üretmek için bir fırsat olarak görmesi gerektiğini vurguluyor. Parti içi demokrasi, ön seçim ve yerel karar alma gibi ilkelerin anayasa vizyonuna entegre edilmesi halinde, CHP yalnızca muhalefetin değil, yeni bir siyasal düzenin de taşıyıcısı haline gelebilir. Mevcut 1982 Anayasası'nın hala devletin yurttaş üzerindeki vesayetçi yaklaşımını sürdürdüğünü belirten Ağırdır, Türkiye’nin ihtiyacı olanın çoğulcu, katılımcı, yurttaş odaklı bir anayasa olduğunu ifade ediyor.
Muhalefet İçin Yeni Bir Zemin mi Doğuyor?
Bahçeli'nin teklifinin eş zamanlı yürüyen üç sürece denk geldiğini hatırlatan Ağırdır, bunları şöyle sıralıyor: Terörsüz bir Türkiye vizyonu, anayasa değişikliği ve CHP içindeki İmamoğlu merkezli gelişmeler. Ağırdır, bu adımların ortak amacının muhalefeti daraltmak ve ittifaklarını zayıflatmak olduğunu belirtiyor. CHP’nin bu nedenle sadece savunma pozisyonunda kalmak yerine, yeni bir toplumsal sözleşme önerisiyle ortaya çıkması gerektiğini ifade ediyor. Ağırdır, özellikle CHP Genel Başkanı Özgür Özel’in Ferdi Zeyrek’in cenazesi sırasında gösterdiği sahici ve insani tavra dikkat çekerek, bu tür tutumların toplumda karşılık bulduğunu ve CHP’nin benzer bir siyaset dilini anayasa tartışmalarına da taşıması durumunda fark yaratabileceğini belirtiyor.
Devlet Bahçeli'nin anayasa çağrısı, Türkiye siyasetinde yeni bir dönemin başlangıcı olabilir. Bekir Ağırdır'ın analizleri, bu çağrının sadece bir anayasa değişikliği olmadığını, aynı zamanda siyasi sistemde köklü bir yeniden yapılanma hedeflediğini gösteriyor. Bu süreçte muhalefetin, özellikle de CHP'nin nasıl bir strateji izleyeceği, Türkiye'nin geleceği açısından büyük önem taşıyor. CHP'nin kapsayıcı bir anayasa vizyonuyla sürece dahil olması, sadece muhalefetin değil, yeni bir siyasal düzenin de taşıyıcısı haline gelmesini sağlayabilir.