İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı'nın yürüttüğü soruşturma kapsamında, Can Holding bünyesindeki 9 şirkete daha kayyum atandı. "Suç örgütü kurma" ve "nitelikli dolandırıcılık" suçlamalarıyla genişletilen soruşturmada, TMSF kayyum olarak görevlendirildi. Bu beklenmedik gelişme, holding ve bağlı şirketlerin geleceği hakkında soru işaretleri yaratırken, soruşturmanın derinleşeceği sinyallerini veriyor.

Soruşturmanın Kapsamı Genişliyor

İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı, Can Holding yetkilileri hakkında "suç işlemek amacıyla örgüt kurma, yönetme ve kurulan örgüte üye olma", "suçtan elde edilen mal varlığı değerlerini aklama" ve "nitelikli dolandırıcılık" suçlarından soruşturma yürütüyor. Daha önce el koyma tedbiri uygulanan ve kayyum atanan holding bünyesinde, aktif olarak faaliyetlerine devam eden başka şirketlerin olduğu tespit edildi.

Yapılan incelemelerde, bu şirketlerin üzerinde yüklü miktarda mal varlığı olduğu ve herhangi bir tedbire konu edilmediği belirlendi. Savcılık, şüphelilerin suç örgütü faaliyeti kapsamında hareket ederek, suçtan elde edilen gelirlerin aklanması amacına hizmet ettiklerine dikkat çekiyor. Bu durum, soruşturmanın sadece holdingin mevcut durumunu değil, geçmişteki faaliyetlerini de kapsayacak şekilde genişleyeceğini gösteriyor.

Kayyum Atanan Şirketler Hangileri?

Kayyum atanan 9 şirketin isimleri şöyle:

• Türktab Marketing Sigara ve Tütüncülük AŞ
• ZA Lojistik ve Araç Kiralama Hizmetleri Ticaret AŞ
• Canpet Benzin İstasyon İşletmeciliği AŞ
• Tares Tek. Ürünleri İç ve Dış Tic. Ltd Şti
• Furkon Teknik Hırdavat Sanayi ve Dış Ticaret Ltd Şti
• Temiz Petrol ve Gayrimenkul Ticaret AŞ
• MCN Petrol AŞ
• Yön Özel Eğitim Basım Yayın San. Tic. AŞ
• Mer Yatırım ve Özel Eğitim Hiz. AŞ

Bu şirketlerin faaliyet alanları, tütüncülükten lojistiğe, petrolden eğitime kadar geniş bir yelpazeyi kapsıyor. Bu çeşitlilik, Can Holding'in farklı sektörlerdeki etkisini ve soruşturmanın potansiyel sonuçlarının geniş kapsamlı olabileceğini gösteriyor.

Soruşturmanın Geçmişi ve İddialar

Soruşturma, Küçükçekmece Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından başlatılmış ve daha sonra İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı'na devredilmişti. İddialara göre, Can Holding bünyesinde faaliyet gösteren şirketler üzerinden suç işlemek amacıyla örgüt kurulduğu ve bu örgüt aracılığıyla "nitelikli dolandırıcılık", "vergi kaçakçılığı", "kaynağı belirsiz gelirlerin şirket hesaplarına sokulması" ve "suçtan elde edilen gelirlerin aklanması" gibi eylemler gerçekleştirildiği öne sürülüyor.

MASAK raporları ve mali denetim birimlerinin inceleme raporları, soruşturmanın temelini oluşturuyor. Bu raporlarda, holding bünyesindeki şirketler üzerinden kaynağı belirsiz yüklü miktarda para girişlerinin yapıldığı, bu paraların çeşitli şirketler arasında aktarılarak izlerinin gizlenmeye çalışıldığı, faturasız işlemler ve sahte belge düzenlemeleriyle vergi yükümlülüğünün azaltıldığı iddia ediliyor.

Ayrıca, holding yapısı altında kurulan çıkar amaçlı suç örgütünün Kemal Can ve Mehmet Şakir Can liderliğinde hareket ederek, aynı faaliyet alanlarında çok sayıda şirket kurmak suretiyle denetim ve takip mekanizmalarını zorlaştırdığı öne sürülüyor. Bu durum, holdingin karmaşık yapısının ve finansal işlemlerinin soruşturmayı zorlaştırdığına işaret ediyor.

Soruşturma kapsamında daha önce yapılan operasyonlarda, 121 şirketin mal varlığına el konulmuş ve TMSF kayyum olarak atanmıştı. Bu operasyonlarda, aralarında Can Yayın Holding Yönetim Kurulu Başkanı Kenan Tekdağ'ın da bulunduğu bazı şüpheliler gözaltına alınmıştı.

Bu son kayyum atamalarıyla birlikte, Can Holding üzerindeki baskı daha da artmış durumda. Soruşturmanın sonuçları, holdingin geleceği ve Türk ekonomisi üzerindeki etkileri merakla bekleniyor.