CHP'de 38. Olağan Kurultay'ın iptali için açılan dava sürerken, Kemal Kılıçdaroğlu ile Ekrem İmamoğlu arasındaki gerilim giderek tırmanıyor. İmamoğlu'na yakın isimlerin Kılıçdaroğlu'na yönelik sert eleştirileri ve 'ahlaksızlık' suçlamaları, partide yeni bir krizin fitilini ateşledi. Ankara 42'nci Asliye Hukuk Mahkemesi'nde görülen davanın 30 Haziran'a ertelenmesiyle birlikte, taraflar arasındaki söz düellosu da hız kazandı.

İmamoğlu Cephesinden Kılıçdaroğlu'na Ağır Eleştiriler

İmamoğlu'na yakınlığıyla bilinen akademisyen Emrah Gülsunar'ın, Kılıçdaroğlu'nu 'onursuzluk' ve 'haysiyetsizlik' ile suçlaması, bardağı taşıran son damla oldu. Gülsunar, Kılıçdaroğlu'nun partiden ihraç edilmesi gerektiğini savunarak, "Bu şahıs partiden ihraç edilmeli ve her yerde yüzüne tükürülmelidir." ifadelerini kullandı. Bu sert çıkış, Kılıçdaroğlu'na yakın isimlerin büyük tepkisini çekti.

CHP İzmir Milletvekili Mahir Polat, Gülsunar'a yönelik yaptığı açıklamada, "Siz edep çizgisinden çıktınız! Biz Anladık! Siz onurunuzu ve şerefinizi üç kuruşa satacak kadar haysiyetsizsiniz." şeklinde karşılık verdi. Polat, Kılıçdaroğlu'nun sahipsiz olmadığını ve milyonlarca seveni olduğunu vurguladı.

Gazeteci Barış Yarkadaş da Gülsunar'ı 'ahlaksız' olarak nitelendirerek, "Yüzüne tükürülecek biri varsa kamu kaynağını yağmalayan ahlaksızlardır! Ve ondan beslenen senin gibileridir!" ifadelerini kullandı. CHP Ankara Milletvekili Deniz Demir ise daha kısa ve sert bir çıkışla, "Yüzüne tükürülecek birini arıyorsan dön aynaya bak." dedi.

CHP'de İpler Kopuyor mu?

CHP Tunceli Milletvekili Gürsel Erol, yaşananları sadece bir şahsi hakaret meselesi olarak görmediğini, bunun bilinçli bir itibarsızlaştırma kampanyası olduğunu savundu. Erol, "Sayın Kemal Kılıçdaroğlu'na yönelik 'onursuzluk', 'haysiyetsizlik' gibi ifadeler, sadece kişisel bir düşmanlık değil, aynı zamanda bu ülkenin siyasetine yıllarını vermiş bir isme karşı bilinçli bir itibarsızlaştırma ve aynı zamanda birilerine selam gönderme çabasıdır." şeklinde konuştu.

Bu gelişmeler, CHP içinde yaşanan derin ayrılıkları ve güç mücadelesini gözler önüne seriyor. Kılıçdaroğlu'nun genel başkanlık koltuğunu bırakmasının ardından başlayan tartışmalar, kurultay sürecinde daha da alevlenmiş ve şimdi de karşılıklı suçlamalarla yeni bir boyut kazanmış durumda.

CHP'deki bu iç çekişmelerin, partinin geleceği üzerinde nasıl bir etki yaratacağı merak konusu. Özellikle yaklaşan yerel seçimler öncesinde yaşanan bu tür olaylar, seçmen nezdinde partinin imajını zedeleyebilir ve oy kaybına yol açabilir. CHP yönetiminin, bu krizi nasıl yöneteceği ve partiyi yeniden bir araya getirip getiremeyeceği, önümüzdeki günlerde yakından takip edilecek.