Demirtaş Serbest Bırakılmalı mı? İşte Kritik Nedenler!
Gündem

Demirtaş Serbest Bırakılmalı mı? İşte Kritik Nedenler!


12 October 20255 dk okuma7 görüntülenmeSon güncelleme: 13 October 2025

Selahattin Demirtaş'ın serbest bırakılması Türkiye gündeminde önemli bir yer tutuyor. Peki, Demirtaş neden serbest bırakılmalı? Bu durum, sadece bir lütuf değil, aynı zamanda iktidarın gasp ettiği bir hakkın iadesi anlamına geliyor. Bu yazıda, Demirtaş'ın serbest bırakılmasının neden bu kadar önemli olduğunu ve Türkiye'nin geleceği için ne anlama geldiğini detaylı bir şekilde inceleyeceğiz.

Türkiye'de Otoriterleşme Süreci ve HDP'nin Rolü

Türkiye'deki siyasal rejim, özellikle Gezi sürecinden sonra giderek otoriterleşti. Rekabetçi otoriterlikten çıplak otoriterliğe evrilen bu süreçte, seçimler ve muhalefet biçimsel olarak varlığını sürdürse de, iktidar bu mekanizmaları kendi lehine çevirmekte. 7 Haziran 2015 seçimlerinde HDP'nin elde ettiği başarı, bu otoriterleşme sürecinde kritik bir dönüm noktası oldu. Demirtaş ve Yüksekdağ eş başkanlığındaki HDP, farklı toplumsal kesimleri ortak bir demokratik tahayyül etrafında bir araya getirerek iktidarın siyasal stratejisini tehdit etti.

HDP'nin başarısı, Türkiye'deki toplumsal vicdanı harekete geçirerek farklılıkların bir arada konuşabileceği ve toplumsal sorunlara çözüm bulabileceği bir umut yarattı. Ancak, bu durum iktidarın hoşuna gitmedi ve toplumsal uzlaşıya savaş açıldı. Demirtaş'ın siyaseti, farklılıkları bir araya getirmeyi, her kesimle konuşabilmeyi ve tebessüm edebilmeyi önceliyordu. Bu yaklaşım, toplumun bütün kesimleriyle buluştuğu an, ayrıştıran ve çatıştıran bir iktidarın işini zorlaştıracaktı.

Demirtaş'ın Tutuklanması ve Sonrası

19 Nisan 2016'da Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın "Çözüm sürecini buzdolabına koyduk, şimdi operasyon zamanı" açıklamasıyla Türkiye derin bir karanlığa sürüklendi. Bu süreçte, Demirtaş yurtdışında olmasına rağmen ülkesine döndü ve kısa bir süre sonra tutuklanarak Edirne Cezaevine konuldu. Demirtaş'ın tutuklanması, Türkiye'deki demokrasi ve özgürlük mücadelesine dahil olan herkes için bir dönüm noktası oldu.

Peki, Demirtaş'ın tutuklanmasından sonra neler değişti? İktidarın hayalini kurduğu 'Rekabetçi Otoriterlikten Çıplak Otoriterliğe' siyasi projesi tutmadı. Eğer 1 Ekim 2024 tarihinden itibaren bir 'devlet aklı' söz konusu ise ve Kürtler ile barışmak gerektiği düşünülüyorsa, bunun sembolik adımları olmalıydı. Savaş ve çatışma üzerinden kazanılacak bir şey kalmadığına ikna isek, Anadolu ve Mezopotamya'nın sokaklarındaki çocukların kendi dillerinde özgürce koşup büyümelerini istiyorsak, buna barışmak ve özgürleşmek denir.

Demirtaş'ın Serbest Bırakılmasının Anlamı

Demirtaş'ın serbest bırakılması, bir lütuf değil, iktidar tarafından gasp edilen bir hakkın iadesidir. Bu durum, barış ve demokratik yeniden inşa yolunda atılacak somut ve sembolik bir adımdır. Tek başına hiçbir isim iktidarın otoriter kurgusunu ortadan kaldırmayacak olsa da, siyasi tutsakların özgürlüğü iade edildiğinde toplumsal güven, diyalog zemini ve siyasetin normalleşme imkanı güçlenir.

  • Demirtaş'ın serbest bırakılması, adaletin sağlanması için önemlidir.
  • Bu durum, toplumsal barışın tesis edilmesine katkı sağlar.
  • Siyasi tutsakların serbest bırakılması, demokrasinin güçlenmesine yardımcı olur.

Eğer gerçekten Anadolu ve Mezopotamya'nın sokaklarındaki çocukların kendi dillerinde, sevinçlerinde özgürce büyümesini istiyorsak, bunun yolu cezaevlerinden tahliye edilecek umutların, hesap sorulmuş adalet taleplerinin ve siyasetin geri alınmasından geçer. Demirtaş'ın, Figen Yüksekdağ'ın, Osman Kavala'nın, Can Atalay'ın ve tüm mahpusların özgürlüğü, yalnızca onlar için değil, hepimiz için bir onarım, barış için bir başlangıçtır. Bu toplumun bu başlangıca ihtiyacı var.