
Emek Örgütleri Çözüm Sürecinde Nerede? Kritik Analiz!
Türkiye, ekonomik krizin ve siyasi gerilimlerin ortasında, Kürt sorununun çözümü için yeni bir döneme giriyor. Meclis'te kurulan "Millî Dayanışma, Kardeşlik ve Demokrasi Komisyonu" çözüm arayışlarını sürdürürken, emek örgütlerinin bu sürece nasıl yaklaştığı merak konusu. Bu yazıda, sendikal süreçten gelen bir bakış açısıyla, emek örgütlerinin çözüm sürecindeki rolünü ve beklentilerini değerlendireceğiz.
Emek Örgütlerinin Sürece Bakışı
Komisyonun toplantılarında, memur ve işçi konfederasyonları, çatışma döneminin emekçiler üzerindeki ekonomik etkilerini ve barış beklentisini dile getirdiler. Genel olarak sürece olumlu yaklaşan örgütler, çeşitli öneri ve destek sözleri sundular.
- Memur-Sen: Süreci toplumsal bir proje olarak görüyor ve özgürlük, adalet, demokrasi temelinde yürütülmesini savunuyor. Yeni ve sivil bir anayasa yapılmasının önemini vurguluyor. Ancak, PKK ve tüm bileşenlerinin silah bırakması gerektiğini belirtiyor.
- Kamu-Sen: "Terörün" Türkiye'ye büyük bedeller ödettiğini, hem ekonomik hem de toplumsal açıdan yıkım yarattığını vurguluyor. Anayasa'nın ilk dört maddesi ile 42. ve 66. maddelerinin Türkiye’nin birlik ve bütünlüğünün temeli olduğunu savunuyor. Statükoyu koruyan bir yaklaşımla sürece temkinli destek veriyor.
- KESK: Kürt meselesinin tarihsel olarak inkâr ve asimilasyon politikalarıyla çözülemeyeceğini, eşit yurttaşlık ve demokratik haklar temelinde ele alınması gerektiğini belirtiyor. İhraç edilen kamu emekçilerinin görevlerine iadesini ve kayyum politikalarına son verilmesini talep ediyor.
İşçi Konfederasyonlarının Yaklaşımları
İşçi konfederasyonları da çözüm sürecine dair görüşlerini dile getirdiler. Türk-İş, TC’nin üniter yapısının ve milli birlik beraberliğin kırmızı çizgileri olduğunu vurgularken, Hak-İş süreci "tarihî bir adım" olarak nitelendirerek amasız fakatsız destek verdiğini ifade etti. DİSK ise barışın sadece silahların susması değil, insanca yaşam koşullarının güvence altına alınmasıyla mümkün olabileceğini savundu.
- Türk-İş: Üniter yapıya vurgu yaparak birlik beraberliği destekleyici sözler kurdu. Toplumsal barışın Anayasa’da güvence altına alınan eşitlik ilkesinde olduğunu dile getirdi.
- Hak-İş: Süreci "tarihî bir adım" olarak niteleyerek, 27 Şubat deklarasyonunu yol haritası olarak gördüklerini ifade etti. PKK’nin sadece Türkiye değil, Suriye, Irak ve İran kanatlarıyla da muhatap alınması gerektiğini belirtti.
- DİSK: Sürece destek ile beraber hem emekçiler lehine hem de toplumun demokratik beklentilerine birlikte çözüm üretilmesi gerektiğini savundu. İşçilerin örgütlenme özgürlüğünün güvence altına alınması ve keyfî grev yasaklarının kaldırılmasını talep etti.
Çözüm Sürecinde Beklentiler ve Olası Gelişmeler
Komisyonun bugüne kadar yaptığı toplantılarda, ilgili tüm kurum ve kişilerin görüşleri alındı. Şimdi somut adımların atılması bekleniyor. Ekim ayında, hasta ve tahliyesi ertelenen mahkumların durumu, TMK, TCK ve infaz yasaları gibi konuların gündeme gelmesi bekleniyor. Ayrıca, Komisyon’un İmralı ile görüşmesi ve geri dönüşlerle ilgili geçiş yasası gibi konularda da yakın dönemde gelişmeler yaşanabilir.
Emek örgütlerinin çözüm sürecine dair yaklaşımları, Türkiye'nin geleceği açısından büyük önem taşıyor. Sürecin başarıya ulaşması, sadece siyasi değil, aynı zamanda ekonomik ve sosyal açıdan da büyük kazanımlar sağlayabilir. Ancak, sürecin şeffaf, katılımcı ve demokratik bir şekilde yürütülmesi, tüm kesimlerin beklentilerini karşılayacak adımların atılması gerekiyor. Aksi takdirde, geçmişte yaşanan başarısızlıkların tekrarı kaçınılmaz olabilir. Unutulmamalıdır ki, kalıcı bir barış, ancak adalet, eşitlik ve özgürlük temelinde inşa edilebilir.