Sözde Ermeni soykırımı iddiaları, uzun yıllardır uluslararası kamuoyunda tartışma konusu olmaya devam ediyor. Ancak, Fransa'nın kendi arşivlerinden çıkan belgeler, bu iddiaların dayanıksız olduğunu açıkça ortaya koyuyor. Fransa Dışişleri Bakanlığı'nın 1915-1920 yıllarına ait diplomatik yazışmaları, bazı Ermeni gruplarının İtilaf Devletleri ile işbirliği yaparak Osmanlı Devleti'ne karşı planlı bir isyan hareketine giriştiğini gösteriyor. Bu belgeler, Osmanlı Devleti'nin tehcir kararının ardındaki güvenlik endişelerini de doğruluyor.

Çukurova Merkezli Ayaklanma Planı

Fransa Dışişleri Bakanı Théophile Delcassé'nin 29 Eylül 1915 tarihinde Londra Büyükelçisi Paul Cambon'a gönderdiği şifreli telgraf, Osmanlı topraklarında Ermeniler aracılığıyla çıkarılacak bir isyanın detaylarını içeriyor. Bu altı sayfalık belgede, Kıbrıs ve Suriye'de lojistik üsler kurulmasından, 50 bin kişilik bir Ermeni isyancı ordusu oluşturulmasına kadar birçok askeri ve lojistik ayrıntıya yer veriliyor.

Telgrafın ekinde yer alan "Ermeni Ulusal Savunma Komitesi" raporuna göre, Çukurova (Kilikya) merkezli bir ayaklanma hedefleniyordu. Plan, İskenderun, Mersin ve Adana gibi stratejik noktaların ele geçirilmesini, demiryollarının sabote edilmesini ve Osmanlı ordusunun iç cephede zayıflatılmasını amaçlıyordu. Raporda, "Bu proje bizim ulusal idealimizdir" ifadeleriyle Fransız ve İngiliz askeri makamlarından açık destek talep ediliyordu.

Başarısız Cumhuriyet Girişimi ve Ermeni Zulmü

Komitenin önerdiği bir diğer strateji ise, Port Said'deki Ermeni mültecilerin silahlandırılması ve Süveyde ile Musa Dağı çevresinde isyan başlatılmasıydı. Özellikle Musa Dağı'nda 40 gün süren ancak bastırılan isyan örnek gösterilerek, yeterli dış destekle çok daha geniş çaplı bir kalkışmanın mümkün olduğu savunuluyordu.

Söz konusu organizasyonun sonuçları ise, 25 Kasım 1920 tarihli General Gouraud'un General de la Panouse'a gönderdiği mektupta açıkça görülüyor. Gouraud'un, Ermenilerin nasıl kontrolden çıktığını ve bölgedeki Müslüman halka yönelik saldırılarda bulunduğunu itiraf ettiği ifadeler şöyle: "Ermeniler, silahlı olmalarının avantajını kullanarak köyleri yağmalamış, yakmış ve silahsız Müslümanları katletmiştir. Türklere atfettikleri suçların benzerini kendileri işlemiştir."

Aynı belgede, Ermenilerin 4 Ağustos 1920'de bağımsız "Kilikya Ermeni Cumhuriyeti" kurma girişiminde bulundukları, bu girişimin ardından Fransızların onları silahsızlandırma ve sürgün etme kararı aldığı da belirtiliyor.

Tarihi Gerçeklerin Önemi

Fransız arşivlerinden çıkan bu belgeler, sözde Ermeni soykırımı iddialarının tarihi gerçeklerle bağdaşmadığını bir kez daha kanıtlıyor. Bu belgeler, Osmanlı Devleti'nin tehcir kararının bir zorunluluk sonucu olduğunu ve Ermeni gruplarının Osmanlı'ya karşı yürüttüğü isyan hareketlerinin boyutlarını gözler önüne seriyor.

Tarihi gerçeklerin gün yüzüne çıkarılması, bölgedeki barış ve istikrarın sağlanması açısından büyük önem taşıyor. Bu belgeler, gelecekte benzer yanlış anlaşılmaların ve manipülasyonların önüne geçilmesine yardımcı olabilir.