İstanbul Alarm Veriyor: Baraj Doluluk Oranları Dipte! (İSKİ 2025)
Gündem

İstanbul Alarm Veriyor: Baraj Doluluk Oranları Dipte! (İSKİ 2025)


30 November 20255 dk okuma29 görüntülenmeSon güncelleme: 12 December 2025

İstanbul'da beklenen yağışların yetersiz kalmasıyla birlikte barajlardaki doluluk oranları endişe verici seviyelere geriledi. İSKİ'nin 30 Kasım 2025 tarihli verilerine göre, İstanbul barajlarının genel doluluk oranı %18,38 olarak kaydedildi. Bu durum, uzmanlar tarafından su kıtlığı riskinin arttığı yönünde yorumlanıyor.

İstanbul Barajlarında Son Durum Ne?

İSKİ verilerine göre, barajlardaki mevcut su miktarı kritik eşiğin altında seyrediyor. Geçtiğimiz yılların aynı dönemlerine kıyasla belirgin bir düşüş gözlemlenirken, uzmanlar bu durumun devam etmesi halinde İstanbul'un su kaynakları açısından ciddi sorunlar yaşayabileceği uyarısında bulunuyor. İşte bazı barajların doluluk oranları:

  • Ömerli Barajı: %22
  • Terkos Barajı: %15
  • Alibeyköy Barajı: %19
  • Büyükçekmece Barajı: %17
  • Sazlıdere Barajı: %11

Bu veriler, İstanbul'daki su kaynaklarının alarm verdiğini açıkça gösteriyor. Özellikle Sazlıdere Barajı'ndaki düşük doluluk oranı dikkat çekiyor.

Kuraklık Tehlikesi ve Alınması Gereken Önlemler

İstanbul'da yaşanan kuraklık tehlikesi, sadece baraj doluluk oranlarıyla sınırlı kalmayıp, tarım ve sanayi gibi birçok sektörü de olumsuz etkileyebilir. Uzmanlar, su kaynaklarının korunması ve verimli kullanılması için acil önlemler alınması gerektiğini vurguluyor. Bu önlemler arasında şunlar yer alıyor:

  • Su tasarrufu bilincinin artırılması
  • Su kayıplarının önlenmesi
  • Alternatif su kaynaklarının araştırılması (deniz suyunun arıtılması gibi)
  • Yağmur suyu hasadı projelerinin desteklenmesi

Bireysel olarak da su tasarrufuna katkıda bulunmak mümkün. Daha kısa duş almak, muslukları gereksiz yere açık bırakmamak, bulaşık ve çamaşır makinelerini tam doluyken çalıştırmak gibi basit önlemlerle su tüketimini azaltabiliriz.

İstanbul'da barajlardaki doluluk oranlarının düşmesi, su kaynaklarının korunması ve verimli kullanılması konusunda hepimize önemli sorumluluklar yüklüyor. Bireysel ve toplumsal olarak alacağımız önlemlerle, su kıtlığı riskini azaltabilir ve gelecek nesillere yaşanabilir bir çevre bırakabiliriz.