
Mattia Ahmet'in Ölümü Önlenemez miydi? Çocuk Hakları Alarmda!
Çocuk Hakları Savunucuları Ağı, 15 yaşındaki Mattia Ahmet Minguzzi'nin trajik ölümü üzerine Türkiye'deki çocuk koruma sistemindeki ciddi eksikliklere dikkat çekerek bir basın açıklaması yaptı. Ağ, "Mattia Ahmet Minguzzi'nin ölümü, maalesef diğer çocuk ölümleri gibi, önlenebilirdi" diyerek yaşanan acı kaybın önlenebilir olduğuna vurgu yaptı.
Çocuk Koruma Sistemindeki Yetersizlikler
Çocuk Hakları Savunucuları, Mattia Ahmet'in ölümünün, Türkiye'deki çocuk koruma sisteminin ne denli yetersiz olduğunu bir kez daha gözler önüne serdiğini belirtti. Hak savunucuları, sistemdeki hangi eksikliklerin bu korkunç şiddeti mümkün kıldığı sorusunu yöneltti. Devletin sorumluluğunu çocuklara yüklemek yerine, gerçek nedenlerin sorgulanması, eşitsizliğin ve ayrımcılığın görülmesi, risk altındaki çocukların desteklenmesi gerektiğinin altını çizdiler.
Çocuk koruma sistemine ilişkin eleştirilerde bulunan hak savunucuları, cezaların artırılmasının bu tür kayıpların önüne geçemeyeceğini vurguladı. Gerçek nedenlere ve etkili çözümlere odaklanılmadığı sürece, çocuk hakkı ihlallerinin hız kesmeden devam edeceği belirtildi. Mattia Ahmet için adalet talebi, yalnızca geçmişin değil, geleceğin de adaleti olmalı denildi. Bu talep, tek bir çocuğun daha yaşam hakkı ihlal edilmesin diye, çocuk koruma sisteminin tüm açıklarıyla yüzleşmeye çağırıyor.
Bu yüzleşme; çocukların haklarını, özgürlüklerini ve onurlarını gözeterek; onarıcı adaleti inşa etmeyi ve çocuklar için daha adil bir dünya adına harekete geçmeyi zorunlu kılıyor. Hak savunucuları, bu konuda şu önemli noktalara dikkat çekti:
- Çocukların her türlü tehlikeden korunması
- Şiddete başvurmaları engellenmesi
- Koruyucu ve önleyici sosyal politikaların geliştirilmesi
Devletin Yükümlülükleri ve Adalet Çağrısı
"Mattia Ahmet Minguzzi'nin ölümü, tıpkı diğer çocuk ölümleri gibi, önlenebilirdi" diyen Çocuk Hakları Savunucuları Ağı, iktidara yükümlülüklerini hatırlattı. Birleşmiş Milletler Çocuk Haklarına Dair Sözleşme'ye göre, Mattia Ahmet'in yaşamını koruma yükümlülüğü de, diğer çocukların ölümle sonuçlanan şiddet eylemlerini önleme yükümlülüğü de devlete aittir. Devletler, çocukların hem her türlü tehlikeden korunması hem de şiddete başvurmalarının engellenmesi için koruyucu ve önleyici sosyal politikalar geliştirmekle yükümlüdür. Bu yükümlülük yerine getirilmediği sürece, çocuklar için güvenli ve adil bir toplumdan söz edilemez.
Çocuk Hakları Savunucuları, Mattia Ahmet'in dava sürecine ilişkin son olarak şu çağrıyı yaptı: Bu davada adaletin çocuk hakları temelinde tesis edilmesi, yalnızca Mattia Ahmet için değil, bugünün ve geleceğin tüm çocukları için güvenli bir toplum inşa etmenin ön koşulu. Çocuk hakları savunucuları olarak, adaletin, gerçek sorumluların cezalandırılmasının yanı sıra; ihmali, eşitsizliği, ayrımcılığı ve şiddeti üreten koşullarla yüzleşmekle mümkün olacağını biliyoruz. Tüm kurumları çocukların yaşam hakkını güvence altına alacak koruyucu ve önleyici sosyal politikaları ve onarıcı adaleti hayata geçirmeye; toplumu ise hak temelli ve etkili bir çocuk koruma sistemi için birlikte hareket etmeye çağırıyoruz.
Mattia Ahmet'in ölümü, Türkiye'deki çocuk koruma sisteminin acil bir şekilde iyileştirilmesi gerektiğini bir kez daha gösterdi. Bu trajik olay, yetkilileri ve toplumu çocukların haklarını koruma ve güvence altına alma konusunda daha fazla çaba göstermeye teşvik etmelidir. Aksi takdirde, Mattia Ahmet gibi nice çocukların hayatı kararmaya devam edecektir.