Gazeteci Fatih Altaylı, son köşe yazısında AK Parti ile Cumhurbaşkanlığı Sarayı arasında yaşanan gerilimlere dikkat çekerek çarpıcı iddialarda bulundu. Altaylı, AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Nihat Zeybekci'nin TÜSİAD Başkanı Orhan Turan'ı ziyaretinin perde arkasını değerlendirerek, bu ziyaretin sadece bir nezaket gösterisi olmadığını savundu. Altaylı'ya göre, bu ziyaret, AK Parti ve Saray arasındaki derin çatlakların bir işareti.

AK Parti ve Saray Arasında Derin Çatlaklar mı Var?

Altaylı, yazısında şu ifadelere yer verdi: "Nihat Zeybekçi, TÜSİAD’ın yurt dışı çıkış yasaklı ve yargılanan başkanını ziyaret edip 'günah çıkardığı' günün hemen ertesinde hem TÜSİAD Başkanı’na hem de derneğin YİK Başkanı’na yeni davalar açıldı. Peki, bu nasıl oldu!" Altaylı, bu durumun AK Parti ile Saray arasındaki ciddi sorunların bir göstergesi olduğunu belirtiyor. Altaylı'ya göre, yönetim merkezi Saray iken, AK Parti ise Saray eşrafı ve erkanından "zurnanın son deliği" muamelesi görüyor.

Altaylı, AK Parti'nin parti olabilme mücadelesi verdiğini ve ülkenin hissiyatına Saray'dan çok daha fazla hakim olduğunu vurguluyor. Bu durum, partinin tabanında da yankı buluyor.

AK Parti Tabanı İmamoğlu ve TÜSİAD Davalarına Nasıl Bakıyor?

Altaylı, bayram tatili sonrası AK Partililerin gördüğü bir gerçeği de dile getiriyor: Ekrem İmamoğlu’nun diplomasının iptali, hakkındaki yargılama süreci ve TÜSİAD’a açılan davalar, AK Parti'nin aklı başında tabanı tarafından hoş karşılanmıyor. Altaylı, tabanda haksızlık ve hukuksuzluk yapıldığı duygusunun hakim olduğunu ve vicdanların bu yapılanları kabul etmediğini belirtiyor.

Altaylı'ya göre, Zeybekci’nin ziyaretinin arkasında büyük ihtimalle partinin eline ulaşan ama Saray’ın pek umurunda olmayan bu bilgi var. Altaylı, Nihat Bey'in elinden gelse İmamoğlu’nu ziyaret edeceğini ama o kadarı yemediği için TÜSİAD’la yetindiğini iddia ediyor.

Siyasi Arenada Neler Olacak?

Fatih Altaylı'nın bu çarpıcı iddiaları, siyasi arenada büyük yankı uyandıracağa benziyor. AK Parti ve Saray arasındaki gerilimlerin ne gibi sonuçlar doğuracağı ise merak konusu. Önümüzdeki günlerde bu iddiaların nasıl bir etki yaratacağını ve siyasi dengeleri nasıl değiştireceğini hep birlikte göreceğiz. Altaylı'nın yazısı, Türkiye siyasetinde yeni bir dönemin başlangıcı olabilir mi?