
Şok İddia: Yeni Yasa Şeyh Said Modeli mi? Abdülkadir Selvi Açıkladı!
Abdülkadir Selvi, kaleme aldığı yazıda, PKK'nın silah bırakma sürecine ilişkin yeni bir yasal düzenleme için dikkat çekici bir örnek sundu. Selvi, Şeyh Said İsyanı sonrası çıkarılan tartışmalı yasayı hatırlatarak, benzer bir formülün masada olabileceğini ima etti. Bu açıklama, Ankara kulislerinde büyük yankı uyandırdı.
Yeni Yasa: Şeyh Said Modeli mi?
Selvi, yazısında 1925'te çıkarılan "İdam Cezalarının İnfazının Ertelenmesine Dair Kanun"a atıfta bulundu. Bu kanun, Şeyh Said İsyanı'na katılanların idam cezalarını ertelemiş ve belirli şartların sağlanması halinde cezaların kaldırılmasını öngörmüştü. Selvi, günümüzde de benzer bir hukuki formül üzerinde durulabileceğini belirterek şu ifadeleri kullandı:
"Şeyh Said isyanından sonra idam cezalarının infazı ertelendi. Beş yıl suç işlemeyenlerin cezası kaldırıldı. Bugün de benzer bir hukuki formül üzerinde durulabilir."
Bu açıklama, iktidar kanadında PKK'ya yönelik bir af hazırlığı olup olmadığı sorusunu gündeme getirdi. Selvi'nin yazısında yer alan diğer dikkat çekici noktalar ise şunlardı:
- PKK'lıların teslim olma süreci yıl sonuna kadar başlayacak.
- Adalet Bakanı, infaz yasasındaki değişiklikler hakkında Meclis'e bilgi verecek.
- Abdullah Öcalan'la görüşme olasılığı gündemde.
- MİT Başkanı İbrahim Kalın, komisyona sunum yapacak.
Öcalan Faktörü ve MİT'in Rolü
Selvi, sürecin hızlanması için Abdullah Öcalan'la görüşme yapılabileceğini de belirtti. "Komisyonun Öcalan’la görüşmesi sürece ivme kazandırabilir. PKK’ya silah bıraktıran Öcalan’dır. Terörsüz Türkiye hedefleniyorsa, bu adım kaçınılmaz olabilir" ifadelerini kullandı. Bu durum, Öcalan'ın yeniden devreye girebileceği yorumlarına yol açtı.
Ayrıca, MİT Başkanı İbrahim Kalın'ın Milli Birlik, Dayanışma ve Demokrasi Komisyonu'nda sunum yapacağı belirtildi. Kalın'ın sunumunda, örgütün çekilme takvimi, sınır bölgelerindeki son durum ve sahadaki gelişmeler ele alınacak. Selvi, "MİT Başkanı, somut adımların ayrıntılarını Meclis’e sunacak. Sürecin teknik zemini hazırlanıyor" dedi.
Türkiye'nin yakın tarihinde benzer süreçler yaşanmış ve farklı sonuçlar doğurmuştur. Bu türden adımlar atılırken toplumun hassasiyetleri göz önünde bulundurulmalı ve şeffaf bir süreç izlenmelidir. Aksi takdirde, toplumsal travmaların yeniden yaşanması ve kutuplaşmanın artması kaçınılmaz olabilir. Önümüzdeki günlerde bu konudaki gelişmeler yakından takip edilecek.






