Tokat'ta Köylüler Maden Arama İznine İsyan Etti! Çal Baba Ormanı Tehlikede mi?
Gündem

Tokat'ta Köylüler Maden Arama İznine İsyan Etti! Çal Baba Ormanı Tehlikede mi?


07 June 20255 dk okuma16 görüntülenmeSon güncelleme: 01 July 2025

Tokat'ta köylüler, Çal Baba ormanında siyanürle maden arama izni verilmesine karşı Cumhuriyet Meydanı'nda bir araya gelerek seslerini yükseltti. Günçalı, Kilik, Güzelce ve Aydoğdu köylerinden gelen vatandaşlar, HLC adlı maden şirketine verilen ruhsatın iptali için açtıkları davayı kazanmış olsalar da, şirketin davayı bir üst mahkemeye taşıması üzerine tekrar protesto gösterisi düzenledi. Köylüler, hep birlikte ormanlarını koruma sözü verirken, Günçalı Köyü Dayanışması'ndan Kardelen Gürses, Dokuz8Haber'e önemli açıklamalarda bulundu.

Çal Baba Ormanı: Köyün Birliği ve Huzurunun Sembolü

Kardelen Gürses, Çal Baba ormanının önemine vurgu yaparak, "Çal Baba, sadece geçmişten gelen bir hatıra değil; Günçalı Köyü’nün birliğini, dayanışmasını ve huzurunu temsil eden bir semboldür. Yıllar boyunca köyümüz insanı, Çal Baba’nın gölgesinde dualar etmiş, dilekler tutmuş ve umutlarını paylaşmıştır. Onun huzur veren varlığı, köyümüzün geçmişini geleceğe bağlayan bir köprü gibidir," dedi. Gürses ayrıca, köylülerin birlik ve beraberlik ruhunu yeniden hatırlamak ve köyün geleceğini güçlendirmek için bir araya geldiğini belirtti.

Gürses, "Bugün, bu köklü birlik ve beraberlik ruhunu yeniden hatırlamak ve köyümüzün geleceğini güçlendirmek için Çal Baba’nın gölgesinde toplanıyoruz. Günçalı Köyü halkı olarak el ele vererek; geçmişin mirasını, bugünün emeğini ve geleceğin umutlarını aynı çemberde buluşturuyoruz," ifadelerini kullandı.

"Birlikte Yeşeren Köyler Hiçbir Zaman Solmaz!"

Açıklamalarının sonunda Kardelen Gürses, birlik ve beraberliğin önemine dikkat çekerek, "Birlik ve beraberlik, her birimizin en güçlü silahıdır. Çünkü biliriz ki, bir ağaç ne kadar güçlü köklere sahipse, o kadar sağlam ayakta kalır. Bizler de köyümüzün kökleriyiz; birlikte büyüyen, birbirine sıkı sıkıya sarılan dallarız. Unutmayalım ki: 'Birlikte yeşeren köyler, hiçbir zaman solmaz!'" dedi.

Köylülerin basın açıklamasında, Maden ve Petrol İşleri Genel Müdürlüğü (MAPEG) verilerine göre Tokat ve çevresinde 937 adet IV. Grup maden ruhsatı bulunduğu belirtildi. Bu ruhsatların, orman alanlarının %44'ünü, tarım alanlarının %27'sini, meraların %56'sını, büyük ovaların %13'ünü ve iskân alanlarının %32'sini kapsadığı vurgulandı. Tokat'ın doğası ve kültürel geçmişiyle zengin bir coğrafya olduğu, ancak koruma alanlarının %38'inin de madenlere ruhsatlandırıldığı ifade edildi.

Tokat'ın Geleceği Madenlere Kurban mı Ediliyor?

Köylüler, Tokat'ın mümbit coğrafyası ve farklı inançlara sahip insanların yüzyıllardır bir arada yaşadığı bir kent olduğunu belirterek, rastgele verilen maden ruhsatlarının çeşitli sorunlara yol açabileceği uyarısında bulundu. Tokat genelinde maden ruhsatı verilen bölgelerin önemli bir bölümünün inançsal anlamda kutsallığının yanı sıra biyolojik ve ekolojik öneme sahip olduğu vurgulandı.

Yeşilırmak Havzası'nın, Türkiye'nin en önemli tarım havzalarından biri olduğu ve maden ruhsatlarının kümülatif etkileri bakımından bu havzayı etkileyeceği belirtildi. Havzada 916 tür bitki ve 323 tür kuş bulunduğu, ayrıca 160 memeli türünün 78'inin bu havzada yaşadığı ifade edildi. Yeşilırmak Havzası'nın korunmasının ulusal güvenlik seviyesinde değerlendirilmesi gerektiği vurgulandı.

Sonuç olarak, Tokatlı köylülerin Çal Baba ormanını koruma mücadelesi, çevre bilinci ve kültürel mirasın korunması açısından büyük önem taşıyor. Köylüler, topraklarını emperyalist şirketlerin talanından korumak ve gelecek nesillere yaşanılabilir bir çevre bırakmak için kararlılıklarını sürdürüyorlar. Bu mücadele, sadece Günçalı köyünün değil, hepimizin yaşam alanlarını savunma mücadelesi olarak görülüyor.