İstanbul'da düzenlenen 11. Trans Onur Yürüyüşü'ne polis müdahalesi damgasını vurdu. Kadıköy'de bir araya gelen trans+ aktivistlere yönelik polis şiddeti sonucu çok sayıda kişi gözaltına alındı. Gözaltına alınan aktivistlerin adliyeye sevk edilmesi beklenirken, aktivistler ve destekçileri dayanışma çağrısında bulundu.

Gözaltılar ve Hukuki Süreç

22 Haziran'da Kadıköy'de gerçekleşen 11. Trans Onur Yürüyüşü'nde polis, aktivistlere sert bir şekilde müdahale etti. Acıbadem sokaklarında toplanan grubu abluka altına alan polis, 46 kişiyi darbederek gözaltına aldı. Gözaltına alınanlardan 39'u geceyi Vatan Caddesi'ndeki İstanbul Emniyet Müdürlüğü'nde geçirdi. Aktivistlerin bugün Çağlayan veya Kartal Adliyesi'ne sevk edilmeleri bekleniyor.

Çağdaş Hukukçular Derneği (ÇDH) İstanbul Şubesi, gözaltılarla ilgili yaptığı açıklamada, gözaltına alınan 3 çocuğun serbest bırakıldığını, diğer 43 kişi için ise mevcutlu kararı verildiğini duyurdu. Aktivistlere 2911 sayılı Toplantı ve Gösteri Yürüyüşleri Kanunu'na muhalefet suçlaması yöneltildi.

Dayanışma Çağrısı ve Hak İhlalleri

11. İstanbul Trans Onur Yürüyüşü Komitesi, yaşanan hak ihlallerine karşı yaptığı açıklamada, eylemin başlamasına saatler kala 3 arkadaşlarının GBT ile gözaltına alındığını ve saatlerce kendilerinden haber alınamadığını belirtti. Komite, toplamda 42 arkadaşlarının polis işkencesiyle gözaltına alındığını, bunlardan 3'ünün çocuk olduğunu ve serbest bırakıldığını ifade etti. Ayrıca, Beyoğlu'nda rastgele gözaltına alınan 4 kişiden birinin turist olduğu ve bu kişilerin de mevcutlu tutulduğu bilgisi verildi.

Komite, ifadelerde daha önce sorulmamış, kişisel verilere saldırı niteliğinde olan, fişleme amaçlı sorular sorulduğunu ve bazı arkadaşlarının dijital güvenlik hakkının ihlal edildiğini vurguladı. Açıklamada, "Arkadaşlarımızın sağlığı, güvenliği ve çoğu temel hak ve hürriyeti ihlal edildi. Özetle çocuklar hariç tüm gözaltılar (43 kişi) mevcutlu" denildi.

Komite, tüm bu baskılara rağmen bir araya gelmeye ve eşit yaşamı savunmaya devam edeceklerini belirterek, 23 Haziran Pazartesi günü Kartal Adliyesi'nde arkadaşlarının yanında olacaklarını ve tüm insan hakları savunucularını, lubunyaları, transları ve aktivistleri yan yana olmaya çağırdı.

İnsan Hakları Derneği'nden Tepki

İnsan Hakları Derneği (İHD) İstanbul Şubesi de yaptığı açıklamada, gözaltı sürecini takip etmek ve bilgi almak amacıyla İstanbul Emniyet Müdürlüğü'ne giden avukatlara saatlerce bilgi verilmediğini ve avukatların müvekkilleriyle görüştürülmediğini belirtti. İHD, bu durumun savunma hakkının engellenmesi ve adil yargılanma hakkının ihlali anlamına geldiğini vurgulayarak, gözaltına alınanlar arasında çocuklar ve mülteciler de bulunduğunu ve gözaltı işlemlerinin Anayasa'ya aykırı olduğunu savundu. İHD, bu hukuksuzluğa son verilmesini, avukatların müvekkilleriyle görüşmelerinin engellenmemesini ve tüm gözaltına alınanların derhal serbest bırakılmasını talep etti.

Türkiye Cumhuriyeti Anayasası'nın 34. maddesi, herkesin önceden izin almadan, silahsız ve saldırısız toplantı ve gösteri yürüyüşü düzenleme hakkına sahip olduğunu güvence altına alır. Ancak bu hak, milli güvenlik, kamu düzeni, suç işlenmesinin önlenmesi, genel sağlık ve genel ahlakın veya başkalarının hak ve özgürlüklerinin korunması amacıyla ve kanunla sınırlanabilir.

Sonuç

İstanbul'daki 11. Trans Onur Yürüyüşü'ne yönelik polis müdahalesi ve ardından yaşanan gözaltılar, Türkiye'deki LGBTİ+ hakları ve ifade özgürlüğü üzerindeki baskıları bir kez daha gözler önüne serdi. Aktivistlerin ve insan hakları örgütlerinin dayanışma çağrıları, bu zorlu süreçte umut ve direnç kaynağı olmaya devam ediyor. Gözaltına alınan aktivistlerin serbest bırakılması ve gelecekte benzer hak ihlallerinin yaşanmaması için kamuoyunun ve yetkililerin duyarlılığı büyük önem taşıyor.