Türkiye Gazeteciler Sendikası (TGS),2024-2025 dönemine ait basın özgürlüğü raporunu yayımlayarak Türkiye'deki durumun vahametini gözler önüne serdi. Raporda yer alan veriler, gazetecilerin üzerindeki baskının arttığını ve ifade özgürlüğünün ciddi şekilde kısıtlandığını ortaya koyuyor. 1 Nisan 2025 itibarıyla en az 18 gazeteci tutuklu bulunurken, son bir yıl içinde 29 gazeteci tutuklanması, basın camiasında büyük bir endişe yaratmış durumda.

Basın Özgürlüğünde Kara Bir Yıl

TGS raporu, Türkiye'de basın özgürlüğünün son bir yılda geldiği noktayı çarpıcı bir şekilde özetliyor. Gazetecilere yönelik artan baskılar, soruşturmalar, gözaltılar ve tutuklamalar, medyanın bağımsızlığını ve çeşitliliğini tehdit ediyor. Gazetecilerin haber yapma ve kamuoyunu bilgilendirme özgürlüğünün kısıtlanması, demokrasinin temel ilkelerinden biri olan ifade özgürlüğüne de büyük bir darbe vuruyor. Bu durum, Türkiye'nin uluslararası arenadaki itibarını da olumsuz etkiliyor.

Raporda Öne Çıkanlar

TGS'nin basın özgürlüğü raporunda dikkat çeken bazı önemli noktalar şunlar:

• Tutuklu Gazeteci Sayısı: 1 Nisan 2025 itibarıyla en az 18 gazeteci tutuklu bulunuyor.
• Bir Yılda Tutuklanan Gazeteci Sayısı: Son bir yıl içinde 29 gazeteci tutuklandı.
• Soruşturma ve Gözaltılar: Gazetecilere yönelik soruşturma ve gözaltı sayısında önemli bir artış yaşandı.
• İfade Özgürlüğüne Müdahale: Gazetecilerin haber yapma ve kamuoyunu bilgilendirme özgürlüğüne yönelik çeşitli müdahaleler devam ediyor.

Basın Özgürlüğünün Önemi

Basın özgürlüğü, demokratik bir toplumun olmazsa olmaz koşullarından biridir. Özgür ve bağımsız bir basın, kamuoyunun doğru ve eksiksiz bilgilendirilmesini sağlar, farklı görüşlerin temsil edilmesine olanak tanır ve iktidarın denetlenmesine katkıda bulunur. Basın özgürlüğünün olmadığı bir ülkede, demokrasiden söz etmek mümkün değildir. Türkiye'nin demokratikleşme sürecinde ilerlemesi ve uluslararası alanda saygın bir konuma gelmesi için basın özgürlüğünün güvence altına alınması şarttır.

Türkiye Gazeteciler Sendikası'nın raporu, Türkiye'deki basın özgürlüğünün ne denli tehlike altında olduğunu açıkça gösteriyor. Bu durumun düzeltilmesi için acil adımlar atılması gerekiyor. Gazetecilerin üzerindeki baskının kaldırılması, ifade özgürlüğünün güvence altına alınması ve medyanın bağımsızlığının sağlanması, Türkiye'nin geleceği için hayati önem taşıyor. Aksi takdirde, Türkiye'nin demokrasi ve hukuk devleti olma niteliği daha da zayıflayacak ve ülke, uluslararası toplumda yalnızlaşmaya devam edecektir.