Türkiye, deprem kuşağında yer alması sebebiyle sürekli olarak sismik hareketlilik yaşıyor. 17 Ağustos 1999 Marmara Depremi'nin acı hatırası hala tazeyken, AFET Yönetimi Uzmanı Doç. Dr. Bülent Özmen'in açıklamaları, durumun vahametini bir kez daha gözler önüne serdi. Özmen'e göre, son 26 yılda Türkiye'de tam 448 bin deprem kaydedildi! Bu ürkütücü sayı, ülkemizin deprem gerçeğiyle ne kadar iç içe olduğunu bir kez daha kanıtlıyor.

En Çok Deprem Hangi Yıllarda Oldu?

Doç. Dr. Özmen'in verdiği bilgilere göre, en fazla depremin yaşandığı yıllar sırasıyla 2023, 2017, 2020 ve 2024 oldu. Özellikle 2023 yılında yaşanan yaklaşık 74 bin sarsıntı, Kahramanmaraş merkezli büyük depremlerin de etkisiyle oldukça dikkat çekici. Bu durum, Türkiye'nin deprem aktivitesinin son yıllarda arttığını gösteriyor.

Deprem Gerçeğiyle Yaşamak

Türkiye'nin coğrafi konumu nedeniyle depremlerle yaşamaya alışması gerekiyor. Ancak bu, depremlere karşı hazırlıksız olunması anlamına gelmiyor. Aksine, bireysel ve toplumsal olarak deprem bilincini artırmak, yapı stokunu güçlendirmek ve acil durum planları yapmak hayati önem taşıyor. Uzmanlar, özellikle riskli bölgelerde yaşayan vatandaşların bu konuda daha dikkatli olmaları gerektiğini vurguluyor.

• Binaların depreme dayanıklılığı kontrol edilmeli
• Deprem çantası hazırlanmalı
• Aile bireyleriyle acil durum planı yapılmalı
• Deprem anında doğru davranış şekilleri öğrenilmeli

Unutulmamalıdır ki, deprem değil, binalar öldürür. Bu nedenle, güvenli yapılar inşa etmek ve mevcut yapıları güçlendirmek, deprem riskini en aza indirmenin en önemli yoludur.

Doç. Dr. Bülent Özmen'in açıklamaları, Türkiye'nin deprem gerçeğini bir kez daha hatırlatırken, bu konuda alınması gereken önlemlerin ne kadar önemli olduğunu vurguluyor. Ülkemizin deprem kuşağında yer alması sebebiyle, her zaman hazırlıklı olmak ve gerekli tedbirleri almak hayati önem taşıyor. Bu bilinci yaygınlaştırmak ve yapı stokunu güçlendirmek, gelecekte yaşanabilecek olası depremlerin etkilerini en aza indirecektir.